TAM OTOMATİK

TAM OTOMATİK

20 Eylül 2011 Salı

bu kadar ara yeterr

Tatildi hastaneydi temizlikti okul alışverişi bebek alışverişi derken  aradan bunca zaman geçmiş farkında olmadan 
Cumartesi gecesi geldik tatilden....
valizler boşaldı kirliler yıkandı dolaplara yerleşti
Dün bütün gün okul için alışveriş yaptım... Birkaç belediye, sgk, okul falan derken ayaklarımın ağrısından ölmüş olarak eve döndüm...
Bugün de sabahtan hastaneye gittim şeker yüklemesi için ama saat 9.30  olduğu için yarın sabah gel dediler malum devlet hastaneleri::(:( bugün git yarın gel 
Yarın sabah 8 de hastanede olmam lazım glikozumu , limonumu , suyumu , bardağımı hazırladım sabah onlarla beraber aç karnına hastaneye gidicem ...Büyük bi ihtimallede gelince pert bi vaziyette yatıcam..
Bu arada yapmam gereken bir çekilişim var  en kısa zamanda onuda aradan çıkarıcam inşAllah 
Bugünlerde benden dualarınızı esirgemeyin 
Yakında bol resimli bir postla geliyorummmmm



3 Eylül 2011 Cumartesi

SON DAKİKA !!!!!

Son dakika değişikliğini sizlerle paylaşmak istedim.
Çekilişimiz bugün itibariyle sona erecekti.
Fakat eşim pazartesi günü senelik izne ayrılıyor ve bizde eşimin ailesinin yanına köye gitmeye karar verdik.
Gecikmiş bir tatil  olacak bizim için ama iyi olacak sanırım.En azından öyle umut ediyorum. 
Hamileliğimin 25.haftasında 7 saatlik otobüs yolculuğu yapmak, valiz hazırlamak, gelince valizleri boşaltıp tekrar yerleştirmek benim için zor olacak....
Bende bu  plansız tatil sebebiyle çekilişimizin son gününü 19.10.2011 yapmaya karar verdim. Tatilden elim boş dönmemiş olurum. Yöresel bişeylerde ekleyebilirim hediyemin  içine....

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Genç Bir Yetenek Keşfettim

Bugün yeni yepyeni bir bloggerla tanıştım...
Yazdıklarından yetenekli pırıl  pırıl birisi olduğu hissene vardım
Hadi  sizde buyrun:)


http://ispanakliseker.blogspot.com/

28 Ağustos 2011 Pazar

AKRABA ZİYARETİ

Cumartesi akşamı K.çekmeceye amcamı ziyarete gittik. Eşim gelmedi genelde izinli gününde evde olmayı tercih ediyor. Bende kızımla beraber annemlere katılıp çok sevdiğim amcama gittim.
Amcamın oğluda gelmiş Almanyadan....
Bu sene hacca gidecekmiş alışveriş yapmak için gündüz Eminönü'ne gitmişler amcam falan .....
Malum tüm hacı adayları alışverişlerini ordan yapıyor hem daha ucuza  geliyor hem de uçakta alınan valiz parasından falan yırtıyorlar....2 sene önce kayınvalidemler de öyle yapmışlardı.
Alışverişlerini seccade,tesbih,başörtüsü,takke vs. şeyleri burdan almışlardı.
Zemzem,hurma, yüzük vs. şeyleri Mekke'den ve Medine'den almışlardı.
Neyse amcamın oğluda 10.ayda gidecekmiş ama şimdiden Türkiye'ye gelip ihtiyaçlarını almış hazır olsun diye.
Biz gittiğimizde evde sadece teyzem vardı iftar için hazırlık yapıyordu. Saat 15.30 falandı ama iftar hazırlıkları başlamıştı teyzeme kalsa 11.00 de başlayacaktı :)
Akşamki menüyü fotograf makinem hala bozuk daha doğrusu ara kablosu bozuk olduğu için fotograflayamadım ama menüyü yazmak istedim.
Domatesli tel şehriye çorbası
Fırında karnıyarık(bayılırımmmm)
Pirinç pilavı 
Salata 
Ev baklavası(teyzem yapmış)
Yemekten sonra akşam namazı için amcamın hocalığında cemaat olup namaz kılındı.
Sonra çay faslı, meyve falan derken saat ilerledi gelen misafir eksik olmadı.
Akrabalarımın çoğu aynı semtte oturduğu için gelip gitmeleri kolay...
Kuzen geldi küçük kızı Zeynep'le çok tatlıydı kızı maşallah....
Vakit bayağı ilerlemişti. Allahaısmarladık deyip küçük teyzemlere gittik niye mi?
Teyzemin damadı abime bıldırcın getirmiş :)
Evet bildiğiniz bıldırcın kuşu hani şu yumurtlayanalar var ya onlardan....
Annem astım bronşit hastası olduğu için bıldırcın yumurtası çok iyi geliyor ona.
4 tane bıldırcınları var artık abim evin çatısında yuva yapmış onlara 1 bıldırcın hergün 2 yumurta veriyomuş...
Süper di mi :)

En kısa zamanda yeni bir ara kablosu alıcam olmuyo böyle fotosuz postlar...::)



bir çekiliş daha

Bu aralar nerdeyse her blog hediyeler veriyor

İşte bir çekiliş daha sizlere,

http://bubenim-dunyam.blogspot.com/

26 Ağustos 2011 Cuma

ÇEKİLİŞ....

Kıakandım galiba blogger arkadaşlarımı......
Bayram üzeri herkes çekiliş yapıyor bayram hediyesi veriyor.
Uzun zamandır ne kimseden hediye aldım ne de kimseye hediye aldım :(

Pek bi anti sosyal yaşıyorum bu aralar ....
Bende bir çekiliş düzenleyeyim dedim... ve hemen uygulamaya geçmek istiyorum.
1-lütfen izleyicim olun..
2-çekilişimi blogunuzda duyurun..
3-bu posta blogunuzda duyuru yaptığınızı belirten bir yorum bırakın..

Not:Talihliler 26.08.2011 ve 03.09.2011 tarihleri arasında yukarıdaki işlemleri tamamlayanlar arasından seçilecektir.

UNUTMAYIN ŞANS YOKTUR...... KISMET VARDIR... KİMİN KISMETİYSE ONA GELSİN

24 Ağustos 2011 Çarşamba











Kaçıncı kez kendi kendime söz vermem bilmiyorum....
Ama beceremediğim kesin :(
İyi mi kötü  mü ? Bana göre artık kötü....
Neden mi bahsediyorum? Hayır diyememekten ama bu benim suçum deil maalesef bunu da annemde öğrendim annem 65 yaşında hala öyle genlerde var yani anlayacağınız.
Özellikle benden birisi borç istediğinde 'hayır' diyemiyorum..
Empati kuruyorum bana birisi hayır dediğinde ne kadar üzüleceğimi çaresiz kalacağımı falan düşünüyorum.
Zorda kalmasa çaresiz olmasa istemez diye düşünüyorum.
Ama bunu sanırım ben düşünüyorum. Herkes mi aynı tabiki deil...

Ama bugüne kadar kime borç verdiysem geri vereceği tarihleri söylemelerine rağmen o tarihin üzerinden aylar geçmesine rağmen benim defalarca (maalesef defalarca arıyorum çünkü genelde eşimin bana verdiği harçlıklarla borç verdiğim için benimde o paraya ihtiyacım oluyor) aramam sonucunda ararkende kırk kere falan düşünüp acaba arasam mı olsa zaten verirdi ama benimde ihtiyacım var telefonu elime alıp rehbere girip ismi bulup telefon ekranındaki çıkan isme bakıp arasam mı mesaj mı çeksem acaba vs..... kendi kendime  bir sürü soru sorup bu  soruları yine kendi  kendime cevaplayarak bir çoğunda utanarak sıkılarak bazen hatta çoğu zaman utanarak sıkılarak bazen de tamamen nakdimin geri dönmesi için masum küçük pembe yalanlar söyleyerek yaptığım görüşmeler ama sanırım pek başarılı deilim bu konuda.:(:(:(

Bakalım bugün 3 sene önce borç verdiğim en son 15 haziranda kesin vericem diyen  bir arkadaşım bugün kesin getireceğini söyledi.... Umarım bu kez getirir....

21 Ağustos 2011 Pazar

Annede İftar ve sonrası

Yeğenim A.han gelmişti ya hani bize onu bırakma bahanesiye cuma günü annemlere gittim bende kızımla ve A.hanla. İftara orda olmaktı amacım  öğleden sonra eşimi aradım 'Akşama annemlere iftara gelirmisin' diye. Çünkü iftardan hemen sonra uykuya  dalan kocam akşamları pek dışarıya çıkmayı sevmiyor. 'ya ben gelmesem falan dedi ama üzgünüm anahtarını sabah evde bırakmışsın deyince yan komşumuz Ayşe Teyze'ye anahtarı bırak dedi.

Benim evde olduğumu düşünerek neyse ki ben galip çıktım ve iftara anneydeydik. Abimlerde çoluk çocuk falan 12 olduk iftarda :) neyseki annemin eli hiç aza  gitmezde yemekler fazla fazla yetti  hatta arttı bile...

Menüde erişteşi yeşil mercimek çorbası-karnıyarık-fırında köfte patates-pilav-salata-vişne kompostosu vardı.

Çatlayana kadar yedim . Karnıyarığa hasretim çünkü eşimde kızımda patlıcan sevmiyor bende sadece kendim için pişirip yemiyorum açıkçası....
Eşim yemekten hemen sonra salona geçip koltuğa yattı. Bu arada annemin bahçesi var ve bütün yaz yemekler bahçede yeniyor. Sonra eşimin eve gitmesi için ulaşım problemi olmadığı için(çünkü motoru  var)  ben eve gidiyorum siz isterseniz burda kalın dedi.
Ohhhhh kızımın canına minnet zaten çığlık çığlığa OLEYYYYYYYYY diye bağırdı.  Ama benim aklım evde ve eşimde kalacaktı çünkü sahura nasıl kalkacağını falan düşündüm ben hallederim merak etme deyince içim rahat etti. OHHH sıra bende OLEYYYYY

Hemen bu hafta arası görüştüğüm çoookkk eski bir çocukluk arkadaşımı Dileği aradım. Hatun Cevahir avm deymiş dönüşte gelirim dedi. Bu arada yemeği yiyen kaçtı :)

Abimler kahveye gitti. Yengem kızlarla ve benim kızımla kendi evine üst kata çıktı. Annem teravih namazı için camiye gitti. A.han odasında film seyretmeye......
Ben bahçede en küçük yeğenle kaldım. Annemlerin yan komşusunun kızı Çekoslavakya'da yaşıyor. Her sene izne geldiklerinde mutlaka görüşürüz  Özlem ablayla ama bu sene kısmet olmamıştı. Baktım onların bahçesinden tanıdık sesler geliyor hemen bizim bızdığa da alıp hadi gezmeye gidelim dedim ve Özlem ablaların bahçesine gittim. Başka komşularda vardı orada bayağıdır görmediğim çay falan içtik... Annem geldi ve bu arada Dilek aradı beni geliyorum diye çay muhabbetini anneme devredip ben arkadasımı karşılamak için eve gittim kapıdan içeri beraber girdik. A.han bize Türk kahvesi yaptı içtik arkadaşımla karşılıklı beraber.
Ne çok şey varmış konuşacağımız kahve-çekirdek-tatlı ve bol su derken saati 2 yapmışız farkında değiliz.
Sonra Dileği evine bıraktık kızımda yatmıştı hemen  kalktı bizi kapıdan çıkarken:):)

Çoooook güzel bir  gündü dostumla içtiğim kahvenin (A.han yapmış olmasına rağmen:)) başkaydı.

16 Ağustos 2011 Salı

Sıkıntılı bir gün ve akşam gezmesi

Bütün gün başağrısıyla yatan ben ne yapacağımı şaşırmıştım  hele birde üstüne yazdığım postu göremeyince ..... gerçekten sinir  harbi yaşamıştım kendi içimde

Allah eksikliklerini göstermesin arayanım soranım hiç eksik olmaz kocam zaten günde en az 4 kere falan arar.
Bugün abimin büyük kızı aradı. "Hala akşam Kağıthane'ye  gidelim mi ?' diye hani geçen akşam iftar için gitmiştikte annem kaydıraktan kaymıştı ya :) oraya ..
Ben yattığım yerden konuşurken ben sizi ararım halacım dedim amaaaa... nerdeee

Akşam üzeri bu sefer annem aradı gelicek misiniz diye gelemeyeceğimi çünkü kafamı kaldıramadığımı söyleyince neyse ki ısrar etmedi.
Çünkü genelde ısrarcı bi yapıya sahiptir bizim sülalenin mensupları...
Ve iftara yakın bi saatte beni şaşırtan bi telefon daha aldım. Yengem abimin eşi aradı beni. Çok şaşırdım normalde pek düşünceli deildir.(Nasıl görümceyim ama ) Ya da ben öyle zannediyor muşum....
Nasılsın başın ağrıyomus diye sorunca Allah Allah bu ne ilgi ölecekmiyim acaba dedim :)
Aslında bizimkiler ailem dostlarım çevremdeki insanlar benim pek hastayım dediğimi duymadıklarından demekki gerçekten çok ağrıyo ki bu kız bize hastayım dedi diye aradılar sanırım....
Amannn bende arasalar bi türlü aramasalar bin türlü..
Akşamki oragnizasyona benim katılamayacağımı ögrenen yeğenim A.han teyzem gelmezse bende gelmem demiş ve iftara bana geldi.
Ama ne gelmek öldüm onu beklemekten çünkü 16 yaşında genç kız meraktan çataldım beklerken 80 kere falan çep telefonunu aradım nerdesin diye sormak için yeni nesil gençliğin telefonu genelde hep titreşimde yada sessizde olduğu için otobüsteyken duymamış benim aradığımı. Şişli'den Ortaköy' 2 saatten daha uzun sürede geldi... Annem zeytinyağlı  biber dolmasıda göndermiş ama dolmalar az kalsın pilav olacakmış nerdeyse ... Ezan okunduktan 10 dakika sonra falan gelebildi ancak eve.

Yemeği yedikten hemen sonra dışarıya çıktık deniz havası belki biraz iyi gelir düşüncesiyle..
Ortaköy'den  Kuruçeşme'ye kadar yürüdük kızlar biraz daha yüürüyelim dedi ama bide bu yolun geri dönüşü var deyince var geçtiler. Dönüşte Starbucks'a uğradık ve karamelli frappuccino içtik ilk defa denedim ama beğendim.. yanında ise bella vista diye alengirli bir ismi bulunan farmbuazlı ıslak kek tarzı bişey onuda beğendim :)


  
                                                                       
                               

Sahilde biraz turladıktan sonra  eve döndük . Ortaköy güzel ama çok kalabalık malesef...


İki gündür yazdıklarım nereye kayboluyo anlamadım Halbuki dün gece nasılda güzel bi post hazırlamıştım kendimce ama yokkk "şeytan aldı götürdü satamadan getirdi " desem acaba geri gelir mi?

Şiddetli başağrılarımdan halisülasyon mu görmeye başladım yoksa ...
Ensemin sağ tarafından başlayıp sağ gözümün üzerinde sonlanan sonra oradan tekrar başlayıp ensemde son bulan başağrısıyla ne yaptığımı bilmiyor  muyum yoksa şuursuzca yazıyorum ama buğulu bi cama yazdımda kızım gelip camı sildimi acaba bilmiyorum ama valla yazmıstım dün gece yatmadan önce.

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Hamilelik Hurafeleri

Miden yanıyor kaynıyor ekşime yapıyosa bebeğin saçları çıkıyordur...

Kızıma hamileyken bunu herkes o kadar cok söylemişti ki sırma saclı bi bebek dogacağına inandırmıstım  kendimi .... Ama bi dogdu kel  bir bebek sac deil tüy bile yoktu kafasında :)

Karnın sivriyse kesin oğlun  olacak yok eğer popon büyükse kızın olacak ...

Hamileyken saç kestirilmez Neden?
Kimine göre bebeğin aklı eksik olur....
Kimine göre ise ömrü kısa olurmuşş.....

Kocakarıları bırakın bazen kendiniz bile ayyyy acaba doğrumudur bu kadar milletin bi bildiği  vardır belkide diye kuruntu yapıp hurafelere inandırıyoruz  kendimizi....

Valla saçımı kendim kestim o kadar arkadaşıma yalvardım nolur kesin şu saçımı biraz yandım kavruldum sıcaktan dedimsede kimse kabul etmedi ayyyyy bişey olursa çok üzülürüz biz sebep olmayalım diye çil yavrusu gibi kaçıştılar. Bende kasaba minnet edeceğime dedim ve kendi saçımı kendim kestim hem de şekilli mekilli katkat rulokatt

:):):)


Midem yanıyo yanıyo kaynıyo ama eminimki bu bebekte kızım gibi kel doğacak ben muntazaman maden suyu içmeye devam ediyorum.

Ben zaten normal hayatımda yaptığım herşeye devam ediyorum. Evdeki eşyaları çekip yerlerini değiştirmek dışında .Aslında onu yaparım ama akşam kocayla kavgayı göze almadığımdandır amin olun yoksa yaparım gerçekten....Unutmayın hamileler sadece hamiledir kesinlikle onlara hastaymış gibi muamele etmeyin ve hamile arkadaşlar varsa sizde kendinize hasta muamelesi sakın ama sakın yapmayın sadece isterseneniz naz yapın

Öptüm Hepinizi Şirineler



13 Ağustos 2011 Cumartesi

ŞİRİNLER

Pamuk kızım yaklaşık 15 gündür başımın etini yiyodu " Anne ne zaman gidicez Şirinlere " diye

Aslında ondan çok ben istiyodum gitmeyi belki de....

5 Agustos ta vizyona girdi ama biz nihayet bu perşembe gittik. Yengemle sözleşmiştik bu perşembe için hem  de piyasa araştırması yapıyoduk  hangi sinema daha ucuz hangisinde genç Turkcell geçiyo diye pazartesi-perşembe prosmosyonları yakalamak için :)
Benim çocuk şimdilik bi tane ama yengemde 2 kız olunca haliyle biraz hesap yapmak gerekiyor. Neyse biz perşembe buluştuk  15.00 seansı için Şişli deki bir sinemada saat 14.30 da buluşmak için sözleştik.
Ben tam evden çıkacakken karşı komşum bana uğradı. Bebeğin cinsiyetini sormuştu geçenlerde bende söylemiştim 2 minik çorap  ve bir bluz alıp gelmiş bebeğe.
Bende onun bebeğinin tabi şimdi 3 yaşında oldu  cadısı ama cinsiyetini öğrendiğimde don alıp gitmiştim bizde bebeğe ilk don alınır donansın diye :) o da bana böyle  küçük bir jest yapmak istemiş. Neyse ben evden cıktığımda saat 2 yi geçiyordu yani 2.30 a yetişmem nerdeyse imkansız.....
Taksiyle gittiğim halde 15 dakika rötar yaptı buluşmamız hiç ama hiç sevmem bekletmeyi ama Nişantaşı trafiğine takılınca maalesef bu mümkün olmadı.
Sinemaya gittiğimizde yengem kızlarla bizi bekliyodu. Biletlerimi aldık aslında  bizde girmeyi düşünüyoduk ama ben hazır buraya gelmişken hem 3-5 mağaza bakalım hemde uğramam gereken bi yer var deyince vazgeçtik sadece kızlara bilet alıp onları yerlerine oturttuk. Bu arada 3D ile izleyeceklerdi. Ben ile izlemedim  daha  böyle ne şanslı bu veletler...:)
Biz mağazaları falan dolastık ama gözümüz sürekli saatte arada kızların yanına gidicez  çünkü..
İşleri hallettikten sonra sinemaya gittik bizim 3 cadı gözlerinde gözlüklerde fırladılar dışarı uzaylı gibi:)
Arada tuvalet mısır çikolata falan ihtiyaçlarından sonra filmin başlama sesini duydular fırlayıp gittiler
Bizde peşlerinden gittik tekrar yerlerine oturtup yine mağaza gezicektik sözde...
Ama biz içerideyken film birden başladı. Hemen bulunduğumuz yerdeki koltuklara  siniverdik çıkmayalım izleyelim bari dedik kimse bisey söylemezse :)
Valla kimse bisey söylemedi... Film çok güzeldi ama biz çocuklar kadar zevk alamadık çünkü bizim gözlüklerimiz yoktu öylee kaçak kaçak seyrettik filmi...  Kızlar bizim 2 sıra önümüzdeydi salonda da zaten öyle fazla kişi yoktu toplasan 15 kişi falan vardı. Bizim kızlar  kıçlarının üstüne oturamadılar bi türlü habire ayakta uçusan Şirinleri yakalamaya çalışıyolardı.

Film bitti ve gittik ama bende bitmiştim eve geldiğimizde yaklaşık 1.5  saatte eve geldim. Neden mi?
30 dakika kadar otobüs bekledik ve aksam trafiğine takıldık 1 saatte eve geldik hemen apar topar iftar için yemek hazırladım ama maalesef yemek pişerken ben yorgunluktan koltukta biraz sızdığım için düdüklüde pişen kurufasulyeninde dibini tutturmuşum bu uyku halleri beni mahfetti ne yapıcam bilmiyorum otobüste bile uyuyakalmışım...
Filmde en çok hoşuma gidende Şirinenin topuklu ve taşlı ayakkabıları  oldu...
Çocukluğumun çizgi filmini kızımında izlemesi çok keyif vericiydi.

İYİ GECELER ŞİRİNLERRRRR

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Ramazan eğlencesi

Ramazanın 10 gününü de böylelikle bitirmiş olduk. Ben malesef hamileliğim sebebiyle oruç tutamıyorum kızım zaten 9 yasında küçük olduğu için tutamıyor kala kala geriye eşim kalıyor evde sadece oruç tutan kişi o.

Bugün arkadaşımla İşkur onun bi işini halletmek için gittik bende eşime söylemedim söylemek istemedim herşeyide bilmeyiversin canım .

Ayyyy aman Allahım 3 saat içinde 8 kere falan aradı hepsinde de napıyosun demek için artık en sonunda telefonun çalmasından bıktığım için telefonumu kapattım ama nafile bilmem kaç kere daha  aramış.
Bütün gün bana yemek siparişi veriyor şu tatlıyı yap yok bu yemeği yap yok dolaba su koy ben gelinceye kadar sogusun her aradığında ise fikrini değiştirip başka bişey söylüyor yiteeeeerr artık bee
vallahide billahide  sıkıldım yeminle sıkıldım. Eve geldim evin telefonu ayrı çalıyo bu sefer annem yine her zaman olduğu gibi  anneme patladım.

Meğersem kadıncağızla geçen gün konusurken ben bu sene domates yapmıycam demiştim kendisine 1 kasa domates alıp konservelerini yapmış benim yapmıycağımı öğrenince 1 kasada benim için almış ama kavanozu yokmuş gelirken kavanoz getir demek için aramış.
Ahhhh anacım ahhh ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar

Dün akşam annem abim yengem abimin 2 kızı ben eşim benim kızım yeğenlerim aslıhan oğuzhan aslıhanın arkadaşı ilayda ve küçük abimin kızı iftar için Kağıthane piknik alanına gittik çocuklar çok eğlendiler ama en çok annem eğlendi sanırım.
Abimin büyük kızı (8 yaşında) çocuk parkındaki kaydırağın tepesine çıkmış babanne nolur sende gel diye ısrar etmiş annemde torunlarını hiç kıramaz zaten ama sadece yukarı çıkacağını zannetmiş. Bayağı büyük bir kaydırak tepeye çıktıktan sonra 3-5 kola ayrılıyor kimisi tünel gibi birisi çok dik birisi eğimli falan çeşitli kaydıraklar var bizim kız tutturmuş babanne nolur kay diye annemde yazık kadın tamam demiş ve tünel gibi olandan kaymış.
Bu arada annem 65 yaşında maaşallahı var valla kadının ruhu genç .

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Bozulan bulaşık makinesi

Pamuk kızımla bütün evdeydik bugün yinee...

Sabah kocacığımı işe pamuk kızımıda camiye gönderdikten sonra öğleye kadar uyumusum ama ne uyumak gecelerin acısını çıkarırcasına .
Öğleden sonra arkadaşım Ayfer geldi Türk kahvesi içtik  biraz da lafladık .
Kötü bir olay yaşadım bugün akşam bulaşık makinesini doldurmustum tıka basa ama calıştırmamış sabahkileri de koyarım diye düşünmüştüm. İyi halt etmişim aferin bana... Arkadaşım gittikten sonra bulaşık makinesini öalıştırayım dedim ama aman Allahım oda nee çalışmıyor ilk 5 dakika çalıştıktan sonra tık diye duruyor makine ..... İmdaaaatttt bu kadar bulaşığı çıkarıp hepsini elimde tek tek yıkamak zorundayım :(:(:(

Evet yaklaşık  bir saatlik çalışma sonucu mutfağı adam ettim sanırım ama bende hal kalmadı unutmusum elimde bulaşık yıkamayı desem yeridir. Biraz uzanıp dinleneyim  dedim bulaşık yıkadım yaa çok yoruldum. Ama nafile ne telefon durdu ne de benim pamuk kızımın çenesi uyku bana haram oldu diye kalktım bugünn çarşamba bizim semt pazarı var. Ama bu sıcakta nasıl gidicem.....Aksam olduktan Ayşe Teyzenin Mercedesini alıp pazarın yolunu tuttuk.
Eşim her hafta telefon açıp pazara gidicek misin diye  sorduktan sonra evet yanıtını aldığı zamanlar nasıl taşıyacaksın sorusuna ben her seferinde Ayşe Teyzenin arabasını alıcam dediğim zaman Mercedes espirisini yapmadan edemez.
Neyse bu hafta pazara bayağı geç gitmişim sanırım ki yada  ramazan haftası  diye herkes pazara gitmişte olabilir pek bişey kalmamıştı pazarda. Olsun meyvelerimi aldım ya o yeter ve  tabikiii  mısırrr. Dönüşte eşim aradı eve gelmiş . Pazar yolna dogru karsıladı bizi. Eve dönüş yolu çok mutluydum . Çünküü kocamm evimize vantilatör aldııı. Artık biraz olsun nefes alabilcez.

Umarım.....

26 Temmuz 2011 Salı

Sıcak Çoooook Sıcak

Bıktım artık bu gürültülü sokakta yaşamaktan.

Her yaz olduğu gibi bu yazda geceleri evin içinde nerde yatacağımı şaşırıyorum.En sonunda elime bir çarşaf alıp salondaki koltukların üzerinde televizyon kumanadasının kapanış saatini 120 dakikaya ayarladıktan sonra bilmem kaçıncı dakikada uyuyaklıyorum ama kumandayı yastığın altına koyup cnbc-e veya e2 deki altyazılı dizileri izleyerek uyumak benim  için vazgeçilmez olmaya basladı artık.
Neyse en sonunda uyumayı  basarabiliyorum. Birde sokağımızda ki mahalle sakinlerinin gürültüleri olmasa.... Sakin dedim ama sokağın en sakin evi bizim ev galiba Ortaköy genelde bekarların yalnız  yaşıyanların ve öğrencilerin tekelinde olan bir semt. Ortaköyde oturduğumu söyleyince insanlar ayyyy ne kadar güzel deselerde bence hiç güzel deil. Bazen çok mu nankörüm acaba diye  soruyorum kendime.
 Neyse gelelim nedenlerinden birine malum havalar cok sıcak olduğu için evde ne kadar cam pencere varsa açık uyuyoruz .Bundan 1 hafta önce kadar yan apartmanımda giriş katta oturan öğrenci çocukların evinden öyle bir televizyon sesi geliyor ki anlatamam cem yılmaz seyrediyorlar ama sanki evde ben acmıs seyrediyorum gibi anlayın artık volum yüksekliğini hadi dedim biter belki biraz bekleyeyim ama kaç cd kimbilir? En sonunda dayanamayıp saat 01.00 da 155 Polis İmdat servisini arayarak " İyi Geceler memur bey bilmem sizi mi aramam gerekiyordu" ama diyip durumu anlattım.
10 dakika içinde yunus polisler sokağımızdaydı. Ama  öğrenci arkadaşlar sesini öyle bir acmıslardı ki polis zili çaldı cama taş attı nafile yaklasık 20 dakika seslerini duyurmaya çalıştılar.
 En sonunda eve gelen diğer öğrenci arkadaş tarafından açılan kapıyla ses kesildi.
 Dün gece daha dogrusu sabah 06.00 sularıydı sanırım yine aynı evden kıkır kıkır gülme sesleri ama öyle bildiğiniz kıkır kıkır deil beni uykumdan uyandıracak kadar kıkır kıkır. Uyku sersemliğiyle camdan dışarıya baktığımda acaba rüyamı diye düşünürken karşı apartmandaki Emine ablanında benimle aynı dertten muzdarip bi şekilde camdan baktığını gördüm.
O yaklasık 2 saattir ayaktaymış bu durumda kendimi şanslı hissettim en azından ben uyandığıktan yarım saat sonra gülüşmeler kesildi. Evet gençler ama kimseyi rahatsız etmeye hakları yok bunlar iyice sapıttı. Ve haklarını doldurmak üzereler sanırım bu yaz 155i sık sık arayıp komsularımızı şikayet etmek zorunda kalıcam.

Kötü komşu insanı ev sahibi yapar atasözü kesinlikle çok doğru  ama malesef paramız yok ki ev alalım :( :(

25 Temmuz 2011 Pazartesi

DENEME BİR Kİ DENEME BİR Kİ ...

Selam uzun zamandır aklımda fikrimde olan bir projeyi uygulamaya geçmiş olmanın mutluluğu ve  bu kadar kolay olmasının şaşkınlığı içindeyim. Şu an beni benden başka izleyen kimse yok maalesef :(
Ama azimle ..... taşı deler misali bende bunu başaracağıma en azından içimden geçenleri söz uçar yazı kalır kuralıyla ölümsüzlestireceğim için dertlerimî seviçlerimi burada paylaşacağım için mutluyum ve huzurluyum.
Unutmadan blogu açmamda benden sanal desteğini  esirgemeyen Çatı Katı İlkay'a teşekkür ederim.